Perakende BT Yönetimi
Perakendeyi bir önceki yazımda bildiğim kadarıyla anlatmaya ve değerlendirmeye çalışmıştım. Kısaca özetlemek gerekirse, perakende tüm sektörlerden daha dinamik, nihai tüketiciye direkt dokunan, ihtiyaçları ve süreçleri devamlı değişen bir sektör. Böyle bir sektörde tabi ki BT tarafını da diğer sektörlere kıyasla daha fazla zorluk ve sorumluluk bekliyor. Bunları size kısaca özetlemek gerekirse:
• BT’nin perakende sektöründe asli ve en zor görevi, teknolojik gelişmeleri yakından takip edip, bu gelişmelerin firmaya nasıl değer katabileceği konusunda stratejiler geliştirmek ve bu stratejileri, iş birimlerine çok fazla teknik detay vermeden, şirkete kazandıracağı değerleri anlatmak ve gerekirse onları bu teknolojileri kullanmak adına ikna etmektir. BT’nin günümüzde tüm firmalardaki stratejik liderliği aslında bu kapsamla başlamaktadır.Bu konuyu başka bir yazıda detaylandırmak istiyorum.
• Perakende firmalarında tempo o kadar yüksektir ki, bazen iş birimleri bu tempodan dolayı hatalar yaptığını ya da basitçe bazı sorunlarını çözebileceğini fark edemez. BT olarak bu konuları, genelde iş birimlerinden önce görüp çözümler sunmanız gerekmektedir.
• İş birimlerinin sürekli süreçleri ve kapsamı değiştiğinden, BT değişiklik talepleri oldukça fazladır. Bu talepleri önceliklendirmek, önceliklendirirken de firmaya ne kadar katma değer katacağını hesaplamak gerekiyor. İş birimlerine sorduğunuzda herkesin talebi acil ve olmazsa olmazdır, ama tüm talepleri tarafsız bir gözle süzüp, şirkete getireceği değer ve tahmini gerçekleştirme eforlarını değerlendirerek karar verilmelidir.
• Değişim yönetimindeki bir diğer parça da, iş birimleri yeni bir değişiklik için talepte bulunurken, kendi mevcut süreci ya da başka bir birimin sürecinin etkilenme durumunu değerlendirmez. BT olarak bu talepleri değerlendirirken, firmanın etkilenebilecek tüm süreçlerini analiz edip, bunları iş birimleri ile değerlendirmek, bazen istenilen sürecin, bazen de etkilenen sürecin değişikliğine şirket menfaatleri doğrultusunda karar vermek gerekir.
• Kararlar ve süreçler çok hızlı değiştiğinden, bazen siz bir değişimi hayata geçirirken, söz konusu değişim talepleri değişebilir ve hatta tamamen geri çekilebilir. Bu gibi durumlarda sizin ve ekibinizin motivasyonunu yukarıda tutmak pek kolay olmayacaktır, çünkü harcanan eforlar boşa gitmiş ve en başa dönülmüş olacaktır.Boşa harcanan eforlar ve devreye alınmayan değişimler, bir sonraki süreçte BT çalışanları tarafından direnç gösterilmesine sebebiyet verebilir.
• Perakendenin doğası gereği çok fazla operasyonel iş vardır. Bu operasyonel işleri de yapmak için ekstra personel istihdam edilir. Bu işlemleri, teknoloji yardımıyla ne kadar otomatize edebilirseniz, söz konusu işlerde çalışan kişileri de o kadar katma değerli işlere kaydırabilirsiniz.Örnek olarak, çok fazla ana veri oluşturan birimlerin işlerini kolaylaştırmak, onların diğer işlerine harcayacağı zamanı arttırıp şirkete katma değer getirmektedir.
• Perakende de süreçler tasarlanırken, olası suistimalleri önceden görüp, önlemleri almanız gerekmektedir. Perakendede ne yazık ki süreçlerdeki çatlaklar veya boşluklar, suistimalin yolunu açmaktadır. Süreçleri tasarlarken, diğer süreçleri de göz önünde bulundurup, herhangi bir suistimalin gerçekleşmesi engellenmelidir.
Yukarıdaki maddelerden anlaşılacağı üzere, perakende tüm birimler için gerçekten zorlayıcı bir sektör. Yazımı bitirirken tecrübeli bir perakendecinin sözüyle bitirmek istiyorum, ‘Perakende bir kere kanınıza girdi mi, ölene kadar sizin peşinizi bırakmaz’. Perakendeyi bırakıp başka sektörlere geçenler genelde monotonluktan ve meydan okunma eksikliğinden motivasyon düşüklüğü yaşar.